FİLM: RABBİT HOLE-MUTLULUĞUN PEŞİNDE (2011 Yapımı)
TÜR: DRAM
YÖNETMEN: JOHN CAMERON MİTCHELL
KONU: Rabit Hole yas konusunu işliyor. Evlat kaybını anlattığından birçok insan için izlenmesi zor bir film. İlk sahnede Becca’nın bahçesine çiçek ektiğini görüyoruz. Ektiği kırmızı çiçeğin güzelliği onu gülümsetiyor. Yemek davetini iletmek için gelen komşu Becca’ya gelmesi için ısrar ederken yeni dikilen kırmızı çiçeğe basıyor. Filmin devamında diğer insanların da Becca’ya benzer şekilde davrandığını görüyoruz; yardım etmek istiyorlar, ama Becca’yı görmüyorlar.
Becca ve kocası Howie yas sürecini farklı yaşıyorlar. Duyguları ve tutumları birbirinden farklı. Sevme kapasitesi ile yas tutabilmek birbirine paralel duygulardır. Bu kavramdan yola çıktığımızda Becca’nın sevme kapasitesinin kocasından daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.
Bunu nereden anlıyoruz?
Sevgi de öfke gibidir, bir şekilde hayata girer. Öfke, neden olan kişiye yönelememesi durumunda gerginlik, migren, korkuların artması, panik atak gibi yollar bulur. İçinde sevgi olan biri de bunu hayata sokacak bir yol bulmaya çalışır. Becca yaşadığı tüm acıya rağmen, bahçesiyle ilgilenerek, yemek yaparak, kız kardeşi ile ilgili sorumluluk (sorumluluk duygusu sevginin ürünüdür) alarak hayata geçiriyor.
Kızkardeşini hapisten çıkardığı geceki yaklaşımında, kızkardeşini öfkesi ile yok etmediğini, onun gerçeğini kabul ettiğini, ama bu gerçekliğin hayat gerçekliği ile uyuşmadığını söylediğini görüyoruz. Acısını bir başka çocuk doğurarak hafifletmesini öneren kocasına ise karşı çıkıyor. Bunu yapabilmesi için çocuğunu bir insan olarak değil nesne olarak algılaması gerektiğinin farkında. Kardeşine ve çocuk doğurma teklifine gösterdiği tepkilerden de nesne ilişkilerinin iyi olduğunu anlıyoruz. Kendisini ve diğer insanların duyguları olduğunu ve herkesin kendine özgü hakikati olduğunu kabul ediyor. Bu algısı, ona dayatılan yöntemleri kendi hakikat süzgeçinden geçirmesini ve uymayanlar karşısında hiç geri adım atmamasını, diğer insanlarla uyumlanmamasını sağlıyor. Grup terapi sırasında diğer katılımcıların söylediklerine çok net cevap vermesi de buna bir örnektir.
Sevme kapasitesi ödipal dönemin sonunda elde ettiğimiz bir kapasite olduğundan Becca’nın ödipal süreci tamamlamış olduğunu söyleyebiliriz. Bunun en kolay göründüğü yer kıyafetlerdir. Sadece sevdiği insanda dürtü uyandırma isteği kıyafet şeçimine de yansıyor.
Becca’nın annesi kendi oğlunun ölümü ile torununun ölümünü kıyasladığında Becca buna öfkeleniyor, ama ölen oğlunun eşyalarını annesi ile beraber toplarken kardeşinden bahsetmek isteyen annesine “tabikii bahsedebilirsin yeter ki kıyaslama yapma” diyor. Yas ruhsal bir süreç olduğundan bunu akli düzeye çekmek (kıyaslama, akıl verme vb) bu sürece zarar verir. Becca’nın ruhu öfkelenerek yüzeyselleşmeyi reddediyor. Baba bu süreçte daha öfkeli olduğundan oğlunu iç dünyasında kaybetmemek için sürekli onun videolarını izliyor ya da buzdolabının üzerindeki oğlunun çizdiği resimlere bakmaya ihtiyaç duyuyor.
Becca’nın oğlunun ölümüne neden olan çocukla (Jason) bir ilişki oluşturabilmesinin birkaç nedeni olduğu görülüyor;
- Kendini bir insan olarak kabul edebiliyor.Herşeyi kontrol edemeyeceğini ya da öngöremeyeceğinin farkında. Başka bir deyişle mütevazileşmiş.
- Çocuğu ile ilgili içinde bir çatışma yok. Çoğu anne bir tarafıyla çocuğu severken, onu yoran ve çok şey isteyen çocuğa öfkeli olur. Bu annelerin çok evhamlı olduğunu çocuğu ile ilgili hep kötü olasılıkları düşündüğünü görürüz, bu çatışma olmadığı için yani çocuktan kurtulmak isteyen bir benlik parçası olmadığı için, kaza olarak algıladığı olayla ilgili Jason’ı suçlamıyor.
Yas sürecini ayrı ayrı yaşayan Becca ve kocasının filmin sonunda tekrar ahenklendiklerini hiç geçmeyecek bir acıyı beraber taşımaya çalıştıklarını görüyoruz.