NARSİSTİK YARALANMA

Kişinin narsistik ihtiyaçlarına karşılık bulamadığında çektiği acıya ‘narsistik yaralanma‘ diyoruz. Hayatı narsistik doyumlar üzerinden yaşamaya meyilli olan insanların hayatları bu acıdan ve yaralanmadan kaçınmak üzerine kurulur.

Yenme, kazanma içerikli konular, çocuğundan yaşlısına kadar, insanoğlunun en kolay yatırımlandırdığı alanlardır çünkü bu yatırımlar sevme kapasitesi gerektirmez, narsisistik bir enerjiyle yerine getirilebilir; en bebeksi ruhsal enerji bile bu alanlara yatırım için kullanılabilir. Kazanma-kaybetme alanına yatırım yapmak ise hem sahip olma arzumuza (açgözlülüğümüze) hem de kendimizi üstün hissetme (en başarılı olma) ihtiyacımıza hizmet eder.

Kazanarak, bize ait olan nesneleri artırmaya çalışırız, böylece sahip olma arzumuzu doyururuz. Bize ait olanı sevmek, erken çocukluk yıllarına ilişkin, kolay ve ilkel bir sevme biçimidir. Bize ait ne kadar çok nesne varsa, içinde bulunduğumuz dünyada yok olmaktan o kadar korunmuş oluruz. Bu sevme biçiminin insanlarda, zengin olurlarsa çok mutlu olacaklarına inanmaya yol açtığını da görürüz.

Yenme-yenilme alanı ise narsisistik bir amaç üzerinedir. Yenmek, üstün olmak anlamına gelir ve bunun için verilen çaba narsistik enerjinin kullanıldığı bir yatırımla oluşur. Narsisistik yatırım, en az gelişkin yatırım biçimidir. Bir bebeğin doğal enerjisi de narsisistik enerjidir. Yenilmek bazı insanlarda çok büyük bir kendini kötü hissetme duygusuna yol açar; yenilmeye katlanamazlar. Bu durumda, yenen kişiye karşı haset oluşur ve bu da büyük bir sıkıntı ve gerginliğe veya düşmanlık duygusuna yol açar. Böyle insanlar kendilerini yenme-yenilme durumlarına sokmamaya çalışırlar. Bu da çoğu zaman hayatın dışında kalmalarına, hayatı dışarıdan izlemelerine yol açar.